1. Ana Sayfa
  2. İncelemeler
  3. Kefernahum

Kefernahum

featured

Bu yazımızda ünü dünya çapına yayılmış yönetmen Nadine Labaki ‘nin bir eseri olan Kefernahum film incelemesi ve eleştirisininden bahsedeceğiz.

-Orta Doğuda Bir Çocuk-

Lübnan & Fransa yapımı film; Nadide Nabaki yönetmenliğinde 20 Eylül 2018’de yayınlanmıştır. Lübnanlı olan 12 yaşındaki Zain’in hikayesini anlatır. Zain Beyrut’ta yaşayan yoksul bir ailenin çocuğudur. Filmin ilk sahnelerinde Zain bir mahkeme salonunda kendisini dünyaya getirdikleri için ailesinden davacı olur. Film ilerledikçe Beyrut gibi şehirlerde savaş ve yoksulluk gibi kötü yaşam şartları varken dünyaya peş peşe çocuk getirmekten ziyade çocuğun içine doğduğu toplumsal yapıyı gözler önüne serdiğini görürüz.

Kefernahum 1


Filmin ilk sahnesinde doktorun Zain’i muayene ettiğini ve tahmini yaşının 12 olduğu görülür. Doğum belgesi, kimlik, nüfusa kayıt yoktur. Zain polisler tarafından mahkeme salonuna getirildiğinde anne ve babası mahkemeye neden getirildiklerinin farkında değillerdir. Onların o ana kadar bildiği, oğullarının Sahar’ın ölümü üzerine gidip Assad’ı bıçaklamasının ardından ceza evine düşmesidir. Yaptığı suçu suç olarak görmeyen Zain, Roumieh çocuk cezaevinde tutukludur. Zain’in günlük yaşantısına gelince, yoksullukla mücadele ettiği açıkça görülür. Eczaneye reçeteyle gidip Tramadol alır fakat aldığı ağrı kesiciyi ne annesinin mide ameliyatı tedavisi için, ne babasının geçirdiği felç için kullanacaktır.

Evlerinde çamaşırları yıkayacak bir deterjan olmadığı için yerine geçecek ilaçla temizlik yapılır. Para verilmeden reçeteyle ‘deterjan’ alınması, yıkanılan çamaşırların hapishanedeki oğluna temiz çamaşır olarak götürülmesi, Zain’in beş kardeşinin daha oluşu, anne ve babanın çalışmaması kötü yaşam şartlarının sadece bir kaçıdır. Assadın’ın yanında çalışır. Assad kardeşi Sahar ile evlenmek istediği için Zain eve giderken annesi ve Sahar için hediye olarak ilaç ve yemek gönderir. Zain, kardeşi Sahar’ın, Assad ile evlenmesini istemez ve Assad’ın Sahar için gönderdiklerini kardeşine ulaştırmaz.


Zain bir akşam işten eve döndüğünde gördüğü tavukların nereden geldiğini sorar.

Küçük kardeşi Assad’ın yukarıda olduğunu söylemesi üzerine Zain içeride Sahar’ı, Assad’ın yanında görür. Annesine emin olmak için sorular sorar. Beklediği cevapları alamayan Zain, onlar Sahar için kaç tavuk getirdiyse kendinin sol elini kesebileceğini, Assad ve babasının derhal evden gitmesini istediğini söyler. Kaldıkları ev Assad’ın evi olduğu için için anne Zain’i susturur. Şerbetlerin ikramından sonra Sahar odaya gönderilir. Zain Sahar’ın sürdüğü rujun iğrenç olduğunu ve hemen onu silmesini söyler. Kardeşinin evlendirileceği düşüncesini hiç pozitif karşılamayan Zain, onu kurtarmak için yol arar.


Zain, Sahar’ı evden kaçırmayı başaramamıştır fakat kendisi başladığı yoldan geri dönmez. O otobüse biner ve yeni hayatına doğru gider. Hamam böceği adamın arkasından lunaparka gider. Lunaparka gitmesi soru sorulması gereken bir diğer noktadır. Çocuklar için lunapark eğlence yeri iken Zain için sığınak olmuştur. Lunaparkta bir gün geçirdikten sonra oradaki kafede çalışan Tigest ile tanışır.

Mahkeme salonuna geri döndüğünüzde Tigest’in aslında adının Rahil Eresa olduğunu öğreniyoruz.

Tutuklanma nedeni oturma belgesinin olmaması. Tigest’e sahte belge düzenleyen kişinin Aspro olduğu söyleniyor. Aspro aynı zamanda Yonas’ı Tigest’ten alıp daha varlıklı bir aileye satmak ister ve Tigest’in paraya ihtiyacı olmasını avantaj haline getirir. Tigest belgelerinin yenilenmesi için çalıştığı işlerden parasını istemektedir. Bir haftası kalmıştır fakat hala yeteri kadar parayı bir araya getirememiştir. Saçını satması, ailesinden İngilizce kursuna gitme bahanesiyle para istemesi işe yaramaz. Tigest o günün sonunda yakalanır.


Zain eve geri döndüğünde karşılaştığı manzara karşısında bir kez daha ne yapacağını düşünür. Eşyaları dışarıya atılmış, evin kilidi değiştirilmiştir. Kilidi kırıp içeriye girmek isteyince sese gelen komşusu yapmamasını, eğer devam ederse polis çağıracağını söyler. Zain içerdeki parasından başka bir şey istemez. Fakat ne kapıyı açabilir ne de parasını alabilir.


Yonas’ı yol kenarında bırakmayı düşünür fakat Yonas ile aralarındaki bağ o kadar güçlenmiştir ki ne kendisi bırakıp gidebilir ne de Yonas Zain’i bırakabilir.

Fakat artık ikiside evsiz, işsiz, parasız ve açlardır. Bu geldikleri son nokta Zain’i Aspro’nun yanına sürükler. Aspro artık amacına ulaşmıştır. Önce Zain’i bir berbere gönderir. Saçını başını düzeltmesini ister. Daha sonra kimlik kartı, nüfus kaydı gibi belgelerini getirirse onu limandan çıkarabileceğini söyler. Yonas için başta 500 dolara anlaşmışlarken 400 dolar verir Aspro. Bunun nedeninin o güne kadar söylediği yemeklerin parasını kestiği için 400 dolar kaldığını söyleyince Zain’in Yonas ile vedalaşma sahnesine geçilir. Yonas’ı bir daha göremeyeceği için fazlaca üzgün olsa da Yonas’ın hayatının kurtulduğunu düşünür. Kendi hayatını kurtarmak için ailesinin evine geri gidip belgelerini alması gerekmektedir.


Evde belgelerini ararken annesi Zain’i görür. Nerede olduğunu, ne için geldiğini sorgular. Belgelerini isteyen Zain’i uyuyan babasının yanına götürür. Babası daha yeni ölen kızı Sahar’ın da acısıyla Zain’in belgelerini değil hastane masraflarını, sınır dışı ihbar kağıdını yani kendinin canını yakacak olan tüm belgeleri Zain’e gösterir. Zain orada nüfus kaydının olmadığının dışında öğrendiği şey Sahar’ın öldüğüdür. Bir bıçak alarak Assad’ın dükkanına koşar ve onu bıçaklar.


Böylelikle tutuklanan Zain mahkemede yargılanır.

Assad, Saharın 11 yaşında fakat olgunlaşmış olduğunu ifade eder. Kızların bu yaşlarda evlenebileceğini hatta babaannesinin bile bu yaşlarda evlendiğini ve sağlıklı olduğunu söyler. Hamile kalmasının başlangıçta bir sorun çıkarmadığını fakat sonralarında Sahar’ın kanaması olduğunu söyler. Anne babası hastaneye götürdüklerinde daha hastaneden içeri girmeden kapısında öldüğünü ekler. Hastane nüfus kaydı bile olmayan kızı, kabul etmek istemez.

Kefernahum 4


Anneside babası gibi içine doğduğu toplumsal çevre, toplum baskısından dolayı zorluklar çektiğini dile getirir. Bu durumu kendisi seçmemiştir. Hâkime, çocuklarını su ve şekerle beslemenin kendisi için hiç kolay olmadığı ve çocukları için cinayet işlemeyi göze aldığı, bunun yargısını kimsenin değil kendinin yapabileceğini söyler.

Sosyal yaşantı bakımından savaştan çıkmış, iş olanağı olmayan, gelişememiştir.

Dini inançları İslam’dır. Allah’ın varlığında inanmaları, yaşadıkları bu sefaletin Allahtan geldiğine inanmaları onları ayakta tutmaya yarar. Yaşadıkları sefaletin bir gün son bulacağına ve karşılığının Allah tarafından geleceğine inanırlar. Aslında yaşadıklarının dini hayat olmadığını kadının hayatta ikinci planda olmasından, öncelikle sürekli çocuk yapmakla yükümlü olduğu bu hayatın geleneklere bağlı bir hayat olduğu görülür. Süreçler böyle gelişirken modernleşme beklenemez. Kadın önce çocuktur. İlk reglisini gördükten sonra ailesi tarafından evlendirilir. Bu yıllardır bu şekilde gerçekleşmiştir.

Evlendikten birkaç ay sonra hamile kalır ve tek işi çocuğuna bakıp onu büyütmek, eşinin isteklerine karşılık vermek iken beşikteki çocuğu daha büyümeden ikinci bir çocuğa hamiledir.

Yaşadıkları ev ev değil, yedikleri yemek değil, çocuk maması alacak imkan yoktur… kadın başına gelenlerle cebelleşirken sadece yaşadığı hayatı yaşayıp zamanı gelince ölümden başka bir şey düşünmez. Erkeğin burada, doğuşundan itibaren kadından farklı özellikleri ve sorumlulukları vardır. Daha çocukluğundan itibaren bir yerlerde çalışıp ailesine bakmak omuzlarına yüklenmiştir. Dini inançlar bağlamında namus kavramı hiçbir zaman erkeğin omuzlarından inmezken ileride evlenecek olduğu eşi için daha iyi bir hayat kurmak zorunda olduğu gerçeğini de üstlenen erkek, hayatı boyunca çalışmak zorundadır.

Durum böyle olunca, çevredeki diğer insanlarda geleneklerini bu doğrultuda devam ettirdiğinde gelişime tamamen kapalı bir toplum meydana gelir. Çocuklar küçük yaşta çalıştırılıp evlendirilmeye mahkûm edilir. Aile sevgisi ilgili şefkati göremeyen bireyler, hayatın acı anlarında çeşitli nedenlerden ötürü suçlara itilir. Kefernahum filminde değinilen konu on iki yaşındaki çocuğun hayata geldiği için isyanı değil, ebeveynlerin bakabilecekleri kadar çocuk yapmaları. Karakterimizin güçlü duruşu ve başına gelen her olayla sonuna kadar savaştığından içine doğduğu sistemi eleştirdiği görülür.


“Lübnanlı yönetmen Labaki, dört kişilik bir ekiple senaryosunu yazarken, “şekerli buzla beslenen çocuklar” dahil Beyrut’ta yaşanan gündelik gerçeklerden yola çıkmış. Zain’in annesine ilham veren kadının gerçek hayatta 16 çocuğu varmış mesela… Labaki, oyuncuları seçerken de filmdeki karakterlerle benzer sorunlar yaşayan kişileri arayıp bulmuş.  Mesela, Zain’i oynayan Zain Al Rafeea, Suriyeli bir mülteci… Rahil’i oynayan Etiyopyalı Yordanos Shiferaw da çekimlerden birkaç gün sonra, tıpkı filmdeki gibi belgeleri olmadığı için tutuklanmış.”(Mehmet Acar,Habertürk,2019)

Kefernahum film eleştirisi ve incelemesi yazımızın sonuna geldik. Uzun bir yazı olsa da bu film buna değerdi.

Yorum Yap

    Yazar Hakkında

    Şairin yüreğindeki göz . . .

    Yorum Yap

    Yorumlar (4)

      Bir cevap yazın

      E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir