Koç Carter

koc.carter

Koc Carter elestirisi ve incelemesini sitemizde okuyabilirsiniz. onudaizledim.com

Coach Carter 2005 yapımı temeline basketbolu oturtmuş bir filmdir. Filme adını veren Koç Carter aslında yarı biyografi filmi sayılabilir. Çünkü adı geçen Ken Carter gerçekte Amerika’da koçluk yapan birisidir.

Film Amerika’da siyahi nüfusun çoğunlukla yaşadığı Richmond kentinde Richmond Lisesinde geçiyor. Geçmiş sezonda sadece dört galibiyet almış bir takıma Koç olarak Ken Carter’ ın getiriliyor. Koç sıradan biri olmadığını filmin başında basketbol takımına sözleşme imzalatmasıyla bize anlatıyor. Büyük takım sporları oyuncuları için bu sözleşmeler çok önemlidir. Filmde de Koç daha basit bir sözleşmeyle takım oyuncularına adeta bir NBA simulasyonu sunuyor. Daha sonra film disiplin, çalışma ve mutluluk üzerine kurulu şemasıyla devam ediyor.

Atamızın bir sözü var. “Ben sporcunun zeki,çevik ve ahlaklısını severim” der. Ne kadar doğru bir söz olduğunu yaşantınız devam ettikçe anlıyorsunuz. Ülke olarak futbolla yatıp futbolla kalksakta Basketbol konusunda da önemli başarılar elde edildi. Fakat bu işe takım sporcuları konusunda baktığımızda ülkemizdeki sporcuların Atamızın dediği söyleme uydukları pek söylenemez. Sporcu olmak yaşantını komple dizayn etmekten geçer. Uyku saatlerin, öğünlerin, antrenman takvimin ve birçok şey hepsi planlı ve programlıdır. Ülkemizdeki yerli oyuncuların birçoğu bu planlama evresini esgeçer. Konumuz basketbol fakat futboldan örnek vermek gerekirse gazetelerin spor sayfalarından çok magazin sayfalarında boy gösteren bir sürü oyuncu var.

Koç Carter filminde de sporcu olmanın bir saygınlığı olduğu birbirlerine “Sir” diye hitap etmeleri gerektiği sahnesinden beri aşılanır. Hayatlarını bir disipline sokmaları hedefleri için her zaman çalışmaları coğrafi koşullar nedeniyle önlerine çizilen yolun dışına taşmaları anlatılır. Kimileri için hayat zor kimileri içinse kolay başlar. Fakat önemli olan nasıl başladığın değil nasıl bitirdiğinizdir. Hedefler farklı olabilir, kimi insan başarıyla kimi de ufak birşeyle mutlu olabilir. Kendinizi nasıl mutlu edecekseniz o yönde belirli bir disiplinle çalışmalısınız. Elbet sonunda sizin için çizilen yolun dışına taşacaksınız.

Filmde Koç bulundukları kentteki gençlerin yaşam istatistiklerinden bahseder. Çocukların kafalarına üniversite hedefini koyar ve zorla da olsa bu yüzden çalışmalarına sebep olur. Film kendi içinde bu hedefleri eleştirmekten de geri kalmaz. Koç’ un tarzı eleştirilir televizyonlara malzeme olur, oyunculardan biri sevgilisi tarafından bencillikle suçlanır ve birçok sahne bu çıkılan zorlu yolda önünüze çıkabilecek engelleri temsil eder.

Filmin sonuna geldiğimizde ise son saniye basketiyle şampiyonluk kaçırılır.

Fakat bir söz bize her şeyi anlatır. ”Galiptir bu yolda mağlup.”Amerika’da basketbolcu bir babanın çocuğu merkezine basketbolu aldı. Lisede zor bir kararla 17 yaşında NBA ye draft oldu. Antrenmanlarla önce geldi en son çıktı. Birkaç olay dışında yaşantısı ve sporcu kimliği ile uluslararası düzeyde insanlara örnek oldu. Geldiği takımda bütün rekorları altüst etti hatta bir maç tam 81 sayı attı. Bu çocuk 5 NBA şampiyonluğu bulunan Kobe Bryant’dan başkası değildi. Kobe gerek benim gerekse bizim basketbol denince aklımıza gelen ilk üç isimden birisidir. Bu sene Kobe’nin kaybı hepimizde şok etkisi yaratsa da hayatı,sporcu kimliği ve başarıları daha birçok insana örnek olacak. #mambaout

Yazı dolaşımı

Exit mobile version