Dizi İncelemesi: Dracula dizi eleştirisi ve incelemesi

Dracula dizi eleştirisi ve incelemesi Netflix tarafından 2020 yılında sunulan mini bir dizi. Üç bölümden oluşan bu seri gerek pek başıralamamış görsel efektleri gerek dizinin kalbinde gelişen ritim bozuklukları  gerek senaristin klişe dokunuşlarıyla pek çok izleyiciyi mutsuz etti. Korku türü olarak çıkan bu yapım hem izleyiciye korku vaad etmiyor hemde dizideki söyleyişle izleyiciyi doyurmuyordu. Fakat aslında dizi merkezine Draculayı almış olsada aslında bizi gösterilen şey başka olabilirdi.Pek çoğunuz fark etmiş olsanız bile fark etmeyen arkadaşlarım için ben yazımda  bu konudan bahsedeceğim.Konumuz dünü bugünü ve yarınıyla İngiltere.

Dizinin ilk bölümünde Jonathan Harker ile tanışıyoruz. Kendisi mükemmel telaffuzlarıyla tam bir aristokrat İngiliz Beyfendisidir. İdealleri uğruna uzun yollar aşmış  (google verilerine göre tam 2500 km) ve yanında ülkesine kazanımlar çıkarabilecek bir sözleşme getirmiştir.Kalbinde biricik aşkı ve hiç bozulmayan o İngiliz beyefendisi imajıyla şatomuza ulaşır. Tıpkı İngiltere’nin yayılmacı politikaları ; biz medeniyet götürüyoruz söylemi altında sürdürmeleri gibi Jonathan 10/10 imajı ve çizgisiyle hemen konuya girer. Fakat dizimizde İngiltere dışındaki topraklar vampirler,yarasalar ve seyircinin gözüne sokulan sineklerle hiç medeni topraklar değildir.Bu medeniyetsiz topraklar canavarlarında mekanı haline gelmiştir. Draculanın avlarını seçerken kültür ve medeniyete bu kadar takıntılı olması dönemin İngiltere’sinde o Aristokrasi altında kalmışlığın yapılan sınıf ayrımlarının aslında bir yanılsamasıdır.

Dracula dizi eleştirisi ve incelemesinde ikinci bölüme geçtiğimizde ise bir gemi yolculuğu başlamaktadır

. Bölüm başında bu topraklardan kurtulup o bahsettiğimiz medeniyet topraklarına gitmek için başkası kılığına bürünen Piotr’i görürüz. Gene bulunulan yer İngiltere karşısında alçaltılmıştır. Gemimizin adı Demeterdir.Demeter yunan bereket tanrısı anlamına gelir.Bizim aç vampirimiz için ne kadar bereketli bir yolculuk olacağı daha en başında bellidir. Gemide 7 yolcu bulunur. Bu yolcular çeşitli sınıflardan, o zaman göre çarpık ilişkilerden  ve İngiltere de yaşayan her ırktan insanı temsil etmektedir.

Mürettebatı da sayarsak bu İngiltere örneklemi gayet başarılı bir çalışmadır. Bu örneklem çalışması İngiltere de oluşan sosyal hayatı gözler önüne serer. Gerek yaşanılan inanç ayrılıkları , gerek hala kopamadıkları batıl inançları , gerek ırkçı düşünceleri , gerek kendilerinin oluşturdukları statüler hepsi birer birer yedi yolcuda vücut bulur. Dracula da bu örneklem içerisinde bir kısmı temsil eder; temsil ettiği kısım kolay yoldan zenginlik peşinde koşan kişilerdir. Miras yoluyla kendisine katabileceği varlıkların hesabını yaparak avlarını gemide buluşturur. Fakat görürüz ki bu İngiltere gemisi içindeki tarafından zorla batırılır. 

Dracula dizi eleştirisi ve incelemesi dizinin üçüncü bölümüne geldiğimizde Dracula günümüzdedir.

Güzel sokakları ve muhteşem kentselleşmesiyle İngiltere bölümümün başında resmedilir. Fakat Draculanın ilk edindiği şey bir takım elbise olur. Çünkü Günümüz Dünyasında dizi özelinde özellikle İngiltere de insanlar nasıl çalıştığına ve nasıl düşündüğüne değil nasıl göründüğüne göre karar verirler. Dracula bir eve girer ve mest olur. Asıl güzellemeler burada başlar. Dizinin yaratıcısı ilk iki bölümle İngilterede var olan inançsızlığı eleştirir. Üçüncü bölümde bu söylemlere şükretmemekte eklenmektedir. Draculaya göre insanlar etraflarındaki imkanları sıradanlaştırmış ve kendileri için bir lüks olmadıklarına inandırmışlardır. Draculayı hapsetmeye gelen kadının ayakkabıları zoomlanır ve herkesin bildiği bir markadır. İnsanoğlu ölüme bile gitse bu lüks ve şatafat aşkından vazgeçmez imajı seyirciye aktarılır.

Zoe haklardan ve hürriyetlerden bahsetsede Dracula kabul etmez yok sayar. Günümüzde olduğu gibi çoğu hak ve hürriyet başkaları tarafından istismar edilir. Tam bu sırada Dracula Nın avukatı gelir ve Draculanın hakları olduğunu onun salınması gerektiğini söyleyip serbest bıraktırır. Hakların istismar edilmesi ve her ne hikmetse bu hakların sadece güç odaklı kişiler için çalışması seyirciye aktarılır.

Dracula av için sosyal medyayı kullanır ve ölmek için kendilerinin geldiğinden bahseder .İngiltere’de Başkanın bile tinder hesabı açması bu uygulamalar yüzünden çeşitli cinayetlerin yaşanması seyirciye küçük bir sahneyle hatırlatılır. Zamanın çarpık ilişkileri,gençlerin hayata bakış açıları, evlilik hakkında söylemler birer birer gözler önüne serilir. Draculada diziye göre en gözde ve popüler kızı seçer. Kız Drakulaya bilerek gelir. Gemide olduğu gibi kız da ölümsüz bir güzellik peşindedir. Fakat bunun mümkün olmadığı güzelliğin geçici hayatın fani olduğu son sahnelerde açıklanır.

      Dizi bize İngiltere özelinde bir sosyolojik çalışma sunar.

Dizinin yaratıcıları artık herkesin bildiği sıradanlaşmış vampir hikayesini bu çalışma etrafında bizlere anlatır. Görsel efektler ve tempolu senaryosuyla bize anlatabilse çok güzel bir iş olabilecekken maalesef çoğu izleyici birinci bölümden sonra diziye şans vermemiştir. Umarım bu yazım sizin diziye olan bakış açınızı değiştirip belkide sizi tekrar izlemek konusunda şevklendirir. Dracula dizi eleştirisi ve incelemesinde size durumu açıklamaya çalıştık. İzleyecek varsa şimdiden iyi seyirler .

Yazı dolaşımı

Exit mobile version